ŞÜKÜR VE KANAAT | DERS | Hızırbey

Hızırbey

Hızırbey Haber Portalı

08:04, 28 Mayıs 2025 Çarşamba
ŞÜKÜR VE KANAAT
ŞÜKÜR VE KANAAT

ŞÜKÜR VE KANAAT

Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır.’ buyrulmaktadır


ŞÜKÜR VE KANAAT

Muhterem Müminler!
Şükür, yapılan iyilikleri takdir etmek iyiliğe karşı iyilik etmek ve nimet vereni övmek anlamına gelir. İnsanın, kendisine yapılan iyiliklere teşekkür etmesi ve minnettar olması insani ve İslami görevlerindendir. İnsanlara teşekkür etmek, Allah’a da şükretmek; kadirşinas kimselerin hasletidir.
Şükür kelimesinin zıddı küfür yani nankörlüktür. Kur’an, insana sayısız nimet verildiğini, insanın bunları veren Allah’ı tanıyıp ona minnet duyması gerektiğini dile getirmektedir. Ne cömert bir Rabbimiz vardır ki; Verdiği nimete karşı yapmış olduğumuz şükre karşılık olarak da ayrıca bir mükâfat verecektir. Ali İmran Suresi 144. ayette Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır.’ buyrulmaktadır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Esasen Allah’ın, verdiği nimetlere şükredin demesi de kul için bir nimet ve ihsandır. Zira bu hatırlatma ile yapılan şükrün faydası dünyada ve ahrette Allah’a değil kula aittir. Kul nimetlere şükrettikçe o nimetler hem devam edecek hem de çoğalacaktır Küfran-ı nimette bulunduğunda ise hem nimetlerden mahrum kalacak hem de ahrette mesul olacaktır. Nankör insan, duyarsızdır, incelikleri kavrayacak anlayıştan uzaktır. Kendisine yapılan iyiliğe kıymet bilmezlikle mukabele eden kimse Hak katında da, halk katında da itibar görmeyecektir. İnsanlara teşekkür etmeyi bilmeyenin Allah’a şükretmesi zordur.
Şükreden insan, üzerindeki nimetleri fark eder; Bu da onu kanaatkâr olmaya sevk eder. Kanaat; kişinin elinde bulunanla yetinmesi ve dünya nimetlerinden nasibine düşene razı olması demektir. Kuran’da, dünya nimetlerinin gösterişine aldanılmaması ve sonsuz olan ahiret hayatının tercih edilmesi sık, sık hatırlatılmaktadır. (1)Peygamber Efendimiz de (sav) konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuşlardır: ‘Kanaatkâr ol ki; İnsanların en çok şükredeni olasın. ‘(2)
KardeÅŸlerim!
Düşünülerek yapılan şükür bizdeki kulluk şuurunu canlı tutar. Bakın Nisa Suresindeki şu ayet bizlere ne güzel bir müjde vermektedir: ‘Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi hakkıyla bilendir.’(3) Şükürde fayda, hayır ve gönül huzuru vardır. Nankörlükte ise iç darlığı ve hırs kişiyi kuşatmaya hazır olarak bekler.
Bize hediye getiren postacıya teşekkür edip, hediyeyi postalayan asıl ikram sahibini unutmak uygun olur mu? Allah’ın bütün mahlûkatı kuşatan nimetleri, insanoğlunu daha çok kucaklamaktadır. Kitabımızda ‘Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey onu tesbih eder. Onu Hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. (4) buyrulmaktadır. Şu halde diğer varlıklardan daha çok nimete muhatap olduğumuz halde; Onlar kadar şükretmezsek nasıl yaratılmışların en şereflisi olabiliriz?
Hazırlayan: Ümmü BALABAN İl Vaizi  İLİ: ISPARTA REDAKSİYON: İL HUTBE KOMİSYONU Dipnotiar
AYI YILI: MAYIS 2009  (1) Al-i İmran,14; Ankebut,64
TARİH: 22.05.2009                                                                                                                         (2) İbn-i Mace,Zühd,24
(3) Nisa Suresi,147  (4) Isra Suresi,44

 

 






 





dosyayi açamadim