
MUHARREM AYI VE AŞURE GÜNÜ
MUHARREM AYI: Hicrî kameri yılın ilk ayı.
Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz Hâdis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlar:
"Ramazan'dan sonra oruçların en faziletlisi, Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz da gece namazıdır." (Hâdis-i şerif-Et-Tergîb vet-Terhîb)
"Kim Arafe günü oruç tutarsa, iki senelik günahına keffâret olur ve kim de, Muharrem ayında bir gün oruç tutarsa, her bir günü için otuz gün sevabı yazılır." (Hâdis-i şerif-Taberânî)
Muhammed Rebhâmî (k.s) Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar:
Muharrem ayı, Kur'ân-ı kerimde kıymet verilen dört aydan biridir. Aşure, bu ayın en kıymetli gecesidir. Allah’u Teâlâ, birçok duaları Aşure günü kabul buyurmuştur.
AŞURE GÜNÜ. Hicrî senenin. İlk ayı. Olan Muharrem. Ayının. Onuncu günü.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtu vesselâm Efendimiz bir Hadis-i şerif’inde şöyle buyuruyor:
"Bir kimse Aşure günü oruç tutsa, Allah’u Teâlâ ona bir şehîd sevabı verir. Aşure günü oruçlu olan için, yedi gök ehlinin sevabını yazar. Aşure günü, bir mümine iftar verene, ümmet-i Muhammed'in hepsine iftar ettirmiş gibi sevâb yazılır. Aşure günü bir yetimin başını okşayana, Allah’u Teâlâ o yetimin başındaki kıllar kadar Cennet'te derece verir." (Hâdis-i şerif- Gunyet-üt-Tâlibîn)
Muhammed Sıddîk bin Saîd (k.s) Hazretleri bu konuyu şöyle açıklamışlar:
Muharrem ayı, İslâm dinînde kıymetli olduğu bildirilen dört aydan biridir. Aşure gecesi bu ayın en kıymetli gecesidir. Nuh Âleyhisselâm tufanda gemisinde aşure tatlısı pişirdiği için Müslümanların, Muharrem'in onuncu günü aşure pişirmesi ibadet olmaz. Bugün aşure pişirmeyi ibadet sanmak günahtır.
Ali Cürcânî (k.s) Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar:
İslâmiyet'in ilk zamanlarında ve İslâmiyet'ten evvel, Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarında harb etmek haram idi. İslâmiyet'ten evvel Arablar, Receb veya Muharrem aylarında harb edebilmek için, ayların yerini değiştirir, ileri veya geri alırlardı.Resûlullah Efendimiz (sav), hicretin onuncu senesinde, doksan bin Müslüman ile veda haccı yaptığı zaman; "Ey Ashabım! Haccı tam zamanında yapıyoruz. Ayların sırası, Allah’u Teâlâ’nın yarattığı zamandaki gibidir" buyurdu.
MUHARREM. GECESİ. Muharrem ayının. Birinci gecesi. Müslümanların. Hicrî-kameri. Yılbaşı gecesi.
M. Sıddık Gümüş (k.s) Hazretleri bu konuyu şöyle açıklamışlar:
Muharrem ayı, hicrî kameri senenin birinci ayıdır. Muharrem ayının birinci günü Müslümanların kameri senesinin, birinci günüdür. Müslümanlar, kendi sene başı gecelerinde ve günlerinde müsâfaha ederek, mektuplaşarak tebrikleşir. Birbirlerini ziyaret eder ve hediyeleşirler. Sene başını mecmua ve gazetelerde kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün Müslümanlara hayırlı ve bereketli olması için dua ederler. Büyükleri, akrabayı, âlimleri evinde ziyaret edip, dualarını alırlar. O gün, bayram gibi temiz giyinirler. Fakirlere sadaka verirler.
Hz. Peygamber (sav) Efendimiz bir Hadis-i şerif’inde şöyle buyuruyor:
"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç (ayı) Şehrullah (Allah'ın Ayı) olan Muharrem ayıdır. Farz namazdan sonra en efdal olan namazda gece namazıdır." Müslim.
AŞURE GÜNÜ NE YAPILIR?
Aşure Günü oruç tutmak sünnettir.
Tirmizi de geçen bir Hadis-i şerif’te Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır: "Aşure Günü tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına kefaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum."
"Muharrem Ayı'nda oruç tut. çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tövbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir." Tirmizi
Hz. Hafsa (r.a) buyurmuşlardır ki: "Hz. Peygamber (sav) dört şeyi hiç terk etmemiştir; Aşure orucunu, Zilhicce'nin on gün orucunu, her aydan üç gün oruç tutmayı, sabah namazından önce iki rekât namaz kılmayı" Ahmed Ebu Davud. Aşure Günü oruç tutun ve bu hususta Yahudilere muhalefet edin. (Yani) aşure gününden bir gün önce veya bir gün sonra da oruç tutun" Tirmizi.
Yani; sadece Aşure günü oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutmalıdır! Akrabayı ziyaret edip, hediye ile veya çeşitli yardım ile gönülleri alınmalıdır.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtu vesselâm Efendimiz Hadis-i şerif’inde: "Sıla-i rahmi terk eden, Aşure günü akrabasını ziyaret ederse, Yahya ve İsa'nın sevabı kadar ecre kavuşur." Buyuruldu.
İlim öğrenmeli!
Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz Hadis-i şerif’inde: "Aşure günü, ilim öğrenilen veya Allah'ı zikredilen bir yerde, biraz oturan, cennete girer.' Buyuruldu.Sadaka vermek sünnettir, ibadettir.
Rasûlullah Efendimizin (sav) Hadis-i şerif’inde: "Aşure günü, zerre kadar sadaka veren kimse, Uhud dağı kadar sevaba kavuşur." Buyuruldu.
Çok selâm vermeli. Hz. Peygamber (sav) Efendimiz Hadis-i şerif’inde: "Aşure günü, on Müslüman’a selâm veren, bütün Müslümanlara selâm vermiş gibi sevaba kavuşur." Buyuruldu. Çoluk çocuğunu sevindirmeli.
Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz Hadis-i şerif’inde: "Aşure günü, aile efradının nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur." Buyuruldu.Gusletmeli.
Rasûlullah Efendimizin (sav) Hadis-i şerif’inde: "Aşure günü Gusleden mümin, günahlardan temizlenir." Buyuruldu.
Ebu Said El- Hudri (r.a) dan rivayet edildiğine göre. Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselam şöyle buyurmuşlardır: "Aşure Günü. Aile efradına yemesini ve içmesini bol yapan kimseye, Cenabı Hak sene boyunca rızkını genişletip bollaştırır." İbni Mace. Süfyan-ı Sevri bununla alakalı olarak der ki; "Biz bunu denedik ve öyle bulduk." Dua Okunmalı.
Bu günde 10 defa şu dua okunur: "Sübhanallahi mil 'el mizan. Ve müntehel-ilmi ve mebleğar-rıza ve zinetel-arş'
Namaz Kılınmalı.
Aşure gününe mahsus olmak üzere kuşluk vaktinde 2 rekât namaz kılınır. 3 Her rekâtta 1 Fatiha-i şerife. 50 ihlâs-ı şerif okunur. Namazdan sonra 100 defa:"Allahümme sallı ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin ve Ademe ve Nuhm ve ibrahıme ve Musa ve Isa ve ma beynehüm minen-nebiyyıne vel-mürselin. Salevatullahi ve selam ünü aleyhim ecmam." Öğle ile ikindi arasında 4 rekât namaz kılınır. Beher rekatta 1 Fatiha-i şerife, 50 ihlâs-ı şerif okunur. Bu üç Namazdan sonra: 70 İstiğfar-ı şerif, 70 Salâvat-ı şerife. Ve 70 defa: "La havle ve la kuvvete illa billahil-aliyyil-azıym" okunur.Ümmet-i Muhammed’in (sav) hidayeti ve kurtuluşu için dua edilir.
Aşure günü hem gündüzü hem de gecesi değerlendirilmesi, ibadetle geçirilmesi Müstehab olan mübarek zaman dilimlerindendir. Tevbe istiğfar ederek, Kur'an. Salâvat-ı Şerifeler okuyarak, dua ederek, imanı tefekkürde bulunarak, kaza ve nafile namazlar kılarak güzel olan bu zaman dilimlerini değerlendirmeye gayret edersek kazançlı çıkarız. Evde yemek yaparken, yolda yürürken, Kelime-i Tevhidi, Salâvat-ı Şerifeleri ve Allah İsm-i Şerifini dilimizden düşürmeyerek halk içinde, Kalben Hak ile beraber olmaya gayret edebiliriz.
Mümkün mertebe o gün yoldan eziyet verecek şeyler kaldırılmalı, dargın Müslümanların arası bulunmalı, hastalar ziyaret edilmelidir.
Velhâsıl aşure günü, çok kıymetli bir gün olup en iyi şekilde değerlendirmek gerekir.
Özellikle tekrar hatırlatmak isteriz ki; Peygamber Efendimizin (sav) buyurduğu üzere, bir gün öncesi ve bir gün sonrasını da ilave ederek aşure günü orucunu kaçırmamalı, mutlaka tutmalıyız.
MUHARREM AYININ ÖNEMİ VE FAZİLETİ:
Muharrem Ayı ve Önemi
"Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.
Allah'ın (c.c) ayı, günü ve yılı olmaz, Ancak Allah'ın (c.c) rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamber Efendimiz (sav tarafından bu şekilde ifade edilmiştir.
Aşure Günü ise Muharrem'in 10. günüdür. Aşure Gününün Allah (c.c) katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kutsiyetini artırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir.
Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Aşure Günüdür. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Aşure Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır.
Aşure Gününün Allah (c.c) katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Suresinin ikinci ayeti olan "On geceye yemin olsun" ifadelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz.
Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem'in Aşuresine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir.
Allah’u Teâlâ Kur'ân-ı Kerimde mealen buyurdu ki: «Zilhicce ayının ilk on gecesine and olsun;» (Fecr Suresi- 2)
Cenâb-ı Hak (c.c) bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir. Bugüne "Aşure" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde. Cenâb-ı Hak (c.c) on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir.
Bu ikramlar ve ihsanlar şöyle belirtilmektedir:
1. Allah (c.c), Hz. Musa'ya (a.s.) Aşure Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Aşure Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s) balığın karnından Aşure Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem'in (a.s) tövbesi Aşure Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Aşure Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semaya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud'un (a.s) Tövbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim'in (a.s) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub'un (a.s), oğlu Hz. Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
Hz. Aişe'nin (r.anh) validemizin belirttiğine göre, Kâbe’nin örtüsü daha önceleri Aşure gününde değiştirilirdi.
İşte böylesine manalı ve Kutsi hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nispetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü Cenab-ı Hakkın (c.c) bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen Tövbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur.
Aşure Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Aşure Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.
"Bu ne orucudur?" diye sordu.
Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s) şükür olarak bugün oruç tutmuştur" dediler.
Bunun üzerine. Resûlullah Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm da. "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu. Ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti.
Aşure günü yalnız Ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâm’dan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâm’dan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu.
Bu hususta Hazret-i Aişe (r.anh) validemiz şöyle demektedir:
"Aşure, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resûlullah Efendimiz (sav) de buna uygun hareket ediyordu. Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Aşure gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı." 'Buhari, Savm: 69.
O zamanlar; Henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz (sav) ve Sahabeleri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamber Efendimiz (sav) herkesi serbest bıraktı. "İsteyen tutar, isteyen terk edebilir." Buyurdu. Böylece Aşure orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu.
Aşure orucunun fazileti hakkında da şu mealde Hadis-i Şerif’ler zikredilmektedir.
Bir zat Peygamber Efendimize (sav) geldi ve sordu:
"Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"
Peygamberimiz Aleyhissalâtu Vesselâm, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin Tövbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir." Buyurdu.
Yine Tirmizi’de de geçen. Bir Hadis-i Şerif’te Peygamber Efendimiz (sav). Şöyle buyurmuşlar:
"Aşure Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum."
"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” Hadis-i şerifi ise, Bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir.
Bu Hadis-i Şerif’in açıklamasında İmam-ı Gazali (k.s) Hazretleri şöyle buyurmuşlar: "Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir" demektedir.
Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Aşure Gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir.
Bu manadaki bir Hadis-i Şerif’i İbni Abbas (r.a) rivayet etmektedir. Bunun için, Müstehab olan, aşure Gününü ortalayarak, bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmaktır. Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır. Herkes imkânı nispetinde ailesine, akraba ve komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat, kat alacaktır. Bilhassa, Peygamber Efendimiz (sav), müminin aile efradına Aşure Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir.
Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz bir Hadis-i Şerif’inde şöyle buyurmuşlar: "Her kim Aşure Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder." Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, imsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat bunun İçin fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder.
Aşure gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbelâ karanlığının kesafeti de görülmektedir. Hicret yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir. Bu haksızlık ve zulmün arkasında; Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamber Efendimizin (sav) bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin'i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir.
Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır. Yüce Allah’u Teâlâ da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kader hükme boyun eğen her mümin bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları yanlışlara ve taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür.
Bu açıdan bunu bir "yas merasimi" haline dönüştürmek ehli-i sünnetin itikat ve inancına aykırıdır.Mevla Teâlâ (c.c) tutacağımız oruçları, yapacağımız şahsi ibadetleri şimdiden kabul buyurup, aşure gününü rızasına uygun bir şekilde ihya edebilmeyi cümlemize nasip eylesin. Âmin. İnşâallah.
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
Hacet Duası:
"Allahümmeinni es'elüke tevfika ehlilhüda ve a'male ehlil-yakîni ve münasahata ehlittevbeti ve azme ehlissabrı ve cidde ehlilhaşyeti ve talebe ehlirrağbeti ve taabbüde ehlilvera'i ve irfane ehlil-ilmi hatta ehafüke. Allahümme innî es'elüke mehafeten tahcüzünî an ma'sıyetike hatta a'mele bitaatike amelen estahıkku bihi rizake ve hatta unasıhake bittevbeti havfen minke ve hatta uhlisa lekennasıhate hubben leke ve hatta etevekkele aleyke fil-umuri hüsne zannin bike, Sübhaneke halikı'nnuri."
Anlamı: Allah'ım! Ben senden. Hidayet. Ehlinin başarısını. Yakin. Erbabının amellerini. Tövbe. Edenlerin ihlâsını. Sabredenlerin. Azmini. Haşyet. Sahiplerinin ciddiyetini. Rağbet. Erbabının isteklerini. Takva. Ehlinin. İbadet hallerini. İlim. Sahiplerinin anlayışını dilerim. Böylece korkarak senden gereği üzere korkmuş olayım.
Allah'ım! Ben senden öyle bir korku isterim ki, beni sana isyan etmekten engellesin de, sana itaat ederek bir amel işleyeyim, onunla senin rızanı kazanayım; Böylece senden korkarak ihlâsla Tövbe edeyim, sana muhabbetle ibadeti ihlâs üzere yapayım ve sana güzel zan besleyerek bütün işlerde sana tevekkül edeyim. Ey nuru yaratan, sen bütün noksanlıklardan münezzehsin!
(Hidayet: İslâm. Yolu.) (Yakin: Kesin biliş.) (Haşyet: Sevgiyle. Karışık korku.)
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
Rasûlullah Efendimizin (sav) Duası: